İskender'in Aynası
İskender'in aynası. "Ayîne-i âlem-nümâ (Cihanı gösteren
ayna)" olarak da bilinen bu ayna hakkında çeşitli rivayetler mevcut olup
bunların birçoğu efsane niteliği arz eder. İskender İskenderiye şehrini kurduğu
zaman orada bulunan hekimlerden Belinas, Hermis ve Valines bir ayna yapmışlar
ve yüksek bir yere koymuşlardı. Güya bu aynada oraya gelmekte olan gemiler daha
bir aylık yolda iken görülebilirmiş. Eğer gelen düşman gemisi ise bu aynadan
güneş ışığı yansıtılarak daha uzaktayken yakılabilirmiş. İskender tarafından
hocası Aristo'ya yaptırıldığı da rivayet edilen bu aynanın bir gece, bekçileri
uyurken çalınıp denize atıldığı yine efsâneler arasındadır. Bazı kaynaklarda
bu aynanın Hind hükümdarı Kayd tarafından İskender'e hediye edilen dört
kıymetli eşyadan biri olduğu söylenir. Yuvarlak (top ayna) ve düz olduğu
hakkında ihtilâf bulunan bu aynanın iki tarafı da gösterirmiş. Arka yüzüne
yalancılar baktığı zaman görüntü vermezmiş ve İskender de kimin yalan
söylediğini bu ayna vasıtasıyla anlarmış. Çünkü aynanın arka yüzü yalancıların
görüntüsünü kabul etmezmiş.
Dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye feneri
ile bu ayna hakkında uydurulan efsaneler arasında sıkı bir münasebet vardır.
Faros adlı bu fener, limanı ve şehri aydınlatır, çok uzaklardaki gemilere de
yol gösterirmiş. Fenerin III. asırda henüz mevcudiyetini koruduğu iddia
edilmektedir. Aynaların eskiden bilinmeyen şeyleri öğrenmek için sihir ve
büyülücülükte kullanılması, bu fenerin de yapıldığı çağda (M. III. YY.) çok
ileri bir teknik eseri olarak ortaya çıkışı, hakkında birçok efsaneler
türemesine neden olmuş olabilir.
Bütün doğu mitolojilerine gizlice sızan ve neredeyse her öyküde macerasını ortaya koyan İskender (Büyük İskender, İskender Rumî, İskender Yunanî ve Makedonyalı İskender olarak da bilinir.) bu öyküde de ortaya çıkıyor. İskenderin hala Anadolu da çocuklara isim olarak verilmesinin de tarihsel bir dayanağı olmalı elbet. Hellen anlayışını ve aynı zamanda imparatorluğunu asyanın ortalarına kadar yayan ve Pers imparatorluğunu Makedonlarla birleştiren İskender'in çoğu doğuda 70 kadar şehir kurduğunu ve Makedonlarla Perslileri evlendirerek Pers-Makedon bir topluluk "üretmeye" çalıştığını düşünürsek İskenderin neden Doğu öykülerinin içinde yer aldığını daha iyi anlamış olabiliriz.
Tartışılmaz bir biçimde doğu ile batı arasında kendisini keşistirecek yollar arayan büyük kral tarihte bu rolü başardı mı bilinmez; ama iki bin yıl uzaktan bakınca ince ince sızdığı edebi ve mitolojik metinleri zenginleştirdiği kesin. İskenderin aynasına benzer aynaların varlıklarını da biliyoruz ki en ünlülerinden biri Arşimet'in aynalarıdır. Efsaneye göre Arşimet' aynalar kullanarak Roma gemilerini
yakmıştır. Dedik ya bu biraz efsane :)
İskenderiyedeki fenerin devasa aynası bu mitolojik söylencenin yaratılmasında gerçeklik basamağını teşkil ediyor olabilir. Arka yüzündeki yalancılığı kabul etmeme mevzuu da bizim sofilerin İskenderle ilgili her şeye kutsiyet bulma hevesidir. Aynaların ortaçağ öykülerinde bile büyü unsuru olarak kullanıldığını bildiğimiz için aynada bir murad aramanın tuhaf karşılanmaması gerektiğini düşünüyorum . Üstelik görüntüleri çoğaltan ve derinlik sağlayan bu aletin hilebazlığı da büyücülük ile aldatma arasındaki ilişkide bir yücelik kazanmış olabilir. Bugün bile aynanın kırılmasını uğursuzluk sayan inançlar var . Çift yüzlü olan ve yalancıları göstermeyen bu aynanın bir de kardeşi var. Aynanın gerçekliğini bilmiyoruz ama bu kardeşin gerçekliği şüphe götürmez. O da İskenderin bastırdığı sikkeler. Sikkelerin ön yüzünde Herakles'in (herkül) başı arka yüzünde de tahta oturan Zeus vardır.
Şimdi öykülerden sıyrılıp bugüne geldiğimizde verilmek istenen üç mesajında güncelliğini hala koruduğunu görüyoruz.;
İlki elbetteki batının doğuyla birleşerek sonsuz barışın sağlanması mevzuu. Ardılları bu durumu batının doğuyla eşitliği biçiminde anlamamış olacaklar ki , İskender'in yaptığı karmayı tecavüze çevirmiş durumdalar. Bu tecavüzden ortaya çıkan veletler de ilk olarak annelerini öldürüyorlar.
İkincisi paranın önündeki herkül ile arkasındaki zeus. Para söz konusu olduğunda yan yana gelmekte zorlanmayan iki sembol siyasi güç ile askeri despotluğu ifade etmekte. Modern dünyada adına faşizm dediğimiz sermayenin en örgütlü ve en acımasız olan biçimi... Ne kötü ki insan alışkanlığı değişmiyor, yüzyıllar önce de bugün de dünyanın teslis edildiği üçleme para, siyaset ve askeri güç ..
Üçüncüsü ise fener de şekil bulan ayna ... Roma ordusunu yaktı mı bilinmez ama yalancıları göstermeyen ve ileriyi yani geleceği gösteren ayna bence bizi bize müjdeliyor.
Eninde sonunda dünya içine düşürüldüğü bu çukur tarihten kurtulacak ve geleceğe doğru olan kalacak.Ancak bilmemiz gereken doğruyu söylemenin yetmeyeceğidir.
İskender'in aynası gibi bize de bizi arındıracak bir ayna lazım ..
Şimdi öykülerden sıyrılıp bugüne geldiğimizde verilmek istenen üç mesajında güncelliğini hala koruduğunu görüyoruz.;
İlki elbetteki batının doğuyla birleşerek sonsuz barışın sağlanması mevzuu. Ardılları bu durumu batının doğuyla eşitliği biçiminde anlamamış olacaklar ki , İskender'in yaptığı karmayı tecavüze çevirmiş durumdalar. Bu tecavüzden ortaya çıkan veletler de ilk olarak annelerini öldürüyorlar.
İkincisi paranın önündeki herkül ile arkasındaki zeus. Para söz konusu olduğunda yan yana gelmekte zorlanmayan iki sembol siyasi güç ile askeri despotluğu ifade etmekte. Modern dünyada adına faşizm dediğimiz sermayenin en örgütlü ve en acımasız olan biçimi... Ne kötü ki insan alışkanlığı değişmiyor, yüzyıllar önce de bugün de dünyanın teslis edildiği üçleme para, siyaset ve askeri güç ..
Üçüncüsü ise fener de şekil bulan ayna ... Roma ordusunu yaktı mı bilinmez ama yalancıları göstermeyen ve ileriyi yani geleceği gösteren ayna bence bizi bize müjdeliyor.
Eninde sonunda dünya içine düşürüldüğü bu çukur tarihten kurtulacak ve geleceğe doğru olan kalacak.Ancak bilmemiz gereken doğruyu söylemenin yetmeyeceğidir.
İskender'in aynası gibi bize de bizi arındıracak bir ayna lazım ..
Yorumlar
Yorum Gönder