Ana içeriğe atla

Günebakanlar Nasıl Ayçiçeği Oldu?



 GÜNEBAKANLAR NASIL AYÇİÇEĞİ OLDU?


Papatyagiller ailesinin bir üyesi olan ayçiçeklerinin bilimsel ismi Helianthus annuus’tur. Helianthus, Eski Yunanca bir kelimedir. Helios güneş, anthos ise çiçek anlamına gelmektedir. Ayçiçeğinin ülkemizdeki bir diğer adı ise “günebakan çiçeği“dir.

Ayçiçekleri neden güneşe bakar?
Ayçiçiklerinin ışığa dönmesine neden olan, auxin (oksin) adlı bir hormondur. Bu hormon bitkinin ne şekilde büyüyeceğini, miktarını ve yönünü de belirler. Oksin hormonu bitkinin üstünde yer alır ve aşağıya inerken, bitkinin ışık almayan kısmında yoğunlaşır. Bu nedenle bitkinin karanlıkta kalan kısmı daha çabuk büyür ve bitki aydınlık tarafa doğru eğilir. Günebakan çiçeklerinin gelişimi tamamlandığında, bu ağırlıktan dolayı fazla hareket edemez ve doğu yönüne sabitlenir.
Türk Dil Kurumu tarafından 1928 yılında hazırlanmış ilk İmlâ Lûgati’nde ayçiçeği kelimesi bulunmamaktadır. Tarihî sözlüklerimiz içerisinde en gelişmiş olanı Şemsettin Sami’nin 1317 (Miladi 1899-1900) yılında hazırladığı Kâmûs-ı Türkî’dir. Sözlükte ayçiçeği kelimesi için “güneşe doğru dönen büyük ve uzun saplı çiçek, abdüşşems (Gün çiçeği dahi denilir.)” (Şemsettin Sami 1317: 60) kaydı bulunmaktadır.Klasik metinlerde en çok kullanılan Arapça ve Farsça kelimeler ile Batı dillerinden Türkçeye giren bazı kelimeleri içeren Muallim Nâcî’nin Lügat-i Nâcî adlı eserinde ayçiçeği için yukarıda gösterilen Farsça karşılıklarından “âftâb-perest” -güneşe tapan- (Kartal 2009: 20) kelimesi bulunmaktadır.Türk lehçelerinin çoğunda da günebakan ismiyle anılır.  
Ansiklopedik bilgileri nihayete erdirmek lazım ki meseleye dönebilelim :) Burada iki isim arasındaki fark ete kemiğe büründükleri simgeler irdelenirse daha net ortaya çıkıyor. Antik yunan kültüründe bile güneşle ilişkilendirilen ve gerçek bağı güneşle (fiziki olarak takip ettikleri güneş ) kurgulu olan günebakan çiçekleri Arap - Müslümanlığı etkisinden olsa gerek Anadolu'daki bir çok şey gibi Kameri olmuştur.
Güneş taparlık (âftâb-perest) suçlamasının ortaya çıktığı modern Türkiye'nin inanç çizgilerine ve Doğu kültürünü Arap kültürü sanan yekparecilerine bakarak Antik kültürün bu sözcüğündeki "güneş" ile   "ay"ı yer değiştirerek daha mutaassıp bir sözcük elde ettiklerini düşünmek doğal .Ataları bir zamanlar güneşe tapan ve güneşe secde eden bu  insanların geçmiştekilerin güneşle kurdukları bu ilişkiyi reddedişleri bilinçlidir ve politik bir eylemdir. Ortaya çıkan tarihsel sınırlılıklarının altında bunu da başardıkları için kendilerini kutlamak lazım. Takvimi de sürekli olarak Kameri takvime dayalı bir hale büründürmeye çalışan bu "cin" fikirli arkadaşların yaptıkları her eylem  bir çiçek ismi üzerinde bile ince hesapları olduğu düşünülerek tartılmalıdır.
Yoksa Güneş gibi kendine ait bir kudreti olan ve doğal yoldan onu izleyen Günebakanlar olmaktan çıkar; hiçbir ışığı olmayan ama görüntüsü aldatıcı olduğu için bir hevesle ayın peşindesürüklenen ayçiçeklerine döneriz. Yüzünü güneşle birlikte çevirmek yerine, karanlıklar içerisinde kalmış çaresizce fersiz, gölgesiz ayın ihsanına sığınır dururuz.    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayine-i iskender

İskender'in Aynası                        İskender'in aynası. "Ayîne-i âlem-nümâ (Cihanı gösteren ay­na)" olarak da bilinen bu ayna hakkında çeşitli rivayetler mevcut olup bunların birçoğu efsane niteliği arz eder. İskender İskenderiye şehrini kurduğu zaman orada bulunan hekim­lerden Belinas, Hermis ve Valines bir ayna yapmışlar ve yüksek bir yere koymuşlardı. Güya bu aynada oraya gelmekte olan gemiler daha bir aylık yolda iken görülebilirmiş. Eğer gelen düşman gemisi ise bu aynadan güneş ışığı yansıtılarak daha uzaktayken yakılabilirmiş. İskender tarafından hocası Aristo'ya yaptırıldığı da rivayet edilen bu aynanın bir gece, bekçileri uyurken çalınıp denize atıldığı yine efsâneler arasındadır. Bazı kaynaklar­da bu aynanın Hind hükümdarı Kayd tarafından İskender'e hediye edilen dört kıymetli eşyadan biri olduğu söylenir. Yuvarlak (top ayna) ve düz olduğu hakkında ihtilâf bulunan bu aynanın iki tarafı da gösterirmiş. Arka yü...

Morepe Yıldızı ve Bir Yarım Kadın

Atlas hakkında epey hikaye üretiilmiş ve benzetme yapılmıştır. Bu yüzden Atlas hakkında yazmayacağım. Yeni hikayeler dinlemek ve günlük yaşantımızı renklendirecek yeni hayaller üretmek lazım. Üstelik Atlas bir erkek ve bu yedi kişilik takım yıldızının içinde sayılmaz. Yani ele alınancak konunun hiç değilse dişil olması gerekir ki öykünün adaleti sağlansın .   Atlas’ın eşi Deniz Perisi Pleione ve 7 kızı Pleiadlar ( Su Perileri) (Pleiades veya Ülker) Atlas ile birlikte Zeus'a karşı savaştıkları için cezalandırılmışlar, gökyüzüne savrulmuşlar ve yıldız yapılmışlardır. Şu an da gökyüzünde Pleiades takımyıldızı olarak vardırlar.  Altısı tanrılarla evlenen bu kızlardan sadece Merope bir ölümlü ile evlendiği için utancından parlaklığını kaybetmiş ve bu yüzden bazen görünmez olmuştur. Ülker veya Süreyya (M45, Yedi Kız Kardeş, Peren veya Pervin olarak da anılır, ing. The Pleiades) bir açık yıldız kümesidir . Boğa takımyıldızında (Taurus) bulunur (Yahudilerce kutsal olduğu k...

Aptallık Üzerine Özdeyiş

* “İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; eğitimle aptal olurlar.”   Bertrand Russell * “Günümüzde, dünyadaki temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise daima şüphe içinde olmalarıdır.”   Bertrand Russell * “Her aptal, kendine hayran olacak daha aptal birini bulabilir.”   Simone de Beauvoir * “İnsanoğlunun aptallık gücünü asla küçümseme.”   Robert Heinlein * “Dünyada insandan daha fazla aptal vardır.”   Heinrich Heine * “Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, mutlaka yaptığı şeyin görevi olduğunu iddia eder.”  George Bernard Shaw * “İki şey sonsuzdur, insanoğlunun aptallığı ve evren. İkincisinden o kadar emin değilim.”   Albert Einstein * “Tüm aptalları kendi tarafına topla, böylece istediğin herhangi bir seçimi kazanabilirsin.”  Frank Dane * “Dünyada gerçek cehalet ve özenle yapılmış aptallıktan daha tehlikeli bir şey yoktur.”   Martin Luther King Jr. * “Zeki bir cehennem, aptal bi...