Ana içeriğe atla

Kolektif Aptallık

KOLEKTİF APTALLIK YASASI

92 baharında Harvard Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Ana Bilim Dalı Başkanı kansere yakalanır ve kısa bir süre sonra ölür. Her ne kadar olayın Rus ajanlarının suikastı olduğu söylentileri ortalıkta gezse de kısa sürede olayın üstü kapatılır.
Her gün onlarca mühim deneyin yapıldığı milyonlarca insanın hayatına etkileyen eğilimlerin belirlendiği merkezin en kilit adamı ölmüştür ve sorun büyüktür.
Üniversite yönetimi aylarca bu pozisyon için uygun birini arar ama pozisyona uygun
kimse bulunamaz.



Son çare olarak ülkenin en prestijli gazetelerine psikoloji alanında doktora öğrencisi alımı yapılacağı duyurusu yapılır.
Yapılan duyuru biraz enteresandır. Diğer öğrenci alımı ilanlarına benzemez.
Duyuruda şart yoktur, koşul yoktur, sınav yoktur, yeterlilik yoktur. Kısacası duyuruda normal bir öğrenci alımı ilanındaki rutinlerin hiçbirinin aranmamaktadır.
Yani bu şu anlama gelmektedir: ilana bir profesör de başvurabilir, bir manav da, bir berber de, bir temizlikçi de, bir öğrenci de…
Başvuru yapmak isteyenlerden sadece öz geçmiş ve yaşadığı yeri anlatan kısa bir mektup yazmaları istenir.
İlana karşılık olarak üniversiteye 79 tane birbirinden zeki insan bir de işsiz bir taksi şoförü başvuru yapar.
Üniversite yönetimi programa 10 kişinin kabul edildiğini beyan eder. Kabul edilenler arasında taksi şoförü de vardır.
Taksi şoförü eşine okuldan gelen kabul mektubunu gösterir. Eşi bir yanlışlık olduğunu iddia edercesine gülümser.
Ertesi gün kabul mektuplarını alan adaylar üniversiteye çağrılır. Adaylara on kişilik sınıflar halinde öğrenci grupları teslim edilir.
Üç ayın sonunda bu sınıftaki öğrencilere kolektif akıl ölçümü yapılacağı en iyi ortak aklı ortaya koyan sınıfın başında kim varsa programa onun alınacağı söylenir.

9 tane dahi denilecek kadar zeki adayın yanında bir taksi şoförünün ne kadar şansı olabilir ki…
Taksi şoförü bu gerçeğin farkındadır, kara kara düşünerek evine döner. Evde durumu eşiyle paylaşır. Eşi ona, aptal olduğunu, öğrenci gurubuna ortak akıldan ziyade ortak akılsızlığı öğretebilirse başarılı olacağını bunu denemekten başka bir şansının da olmadığını söyler.
Eşinin dahiyane tavsiyesi kafasına pek yatmasa da başka şansı yoktur. Eşinin söylediğini yapar ve sınıftaki öğrenci grubunu aptallaştırmak için üç ay boyunca müthiş çabalar.

Üç ayın sonunda öğrenci grubu aptal yığınına döner. O kadar kusursuz bir “kolektif aptallık” yaratmıştır ki üniversite yönetimi hayran kalır ve pozisyona onu alır.
Diğer dokuz aday sonuca şaşırmaz taksi şoförünün yarattığı müthiş “kolektif aptallık” karşısında sadece gülümser.
Olay bilim tarihine “kolektif aptallık yasası” olarak geçer.
Peki bu yasanın temel sırrı nedir. 
Bu kadar mükemmel(*) bir yığın yaratmak için nasıl bir yol izlenmelidir? 
Düşünmek yerine verilen emre itaati ve kaderin önündeki çaresizliği, insanın hiç bir şey değiştiremeyeceğini nasıl anlatmış , bu uzun başka bir yazının konusu.
****Cipolla'ya göre demokrasi ise her ülkede eşit oranda bulunan ve ne zaman ne yapacakları belli olmayan aptalların inatla ve sürekli olarak aptal-haydutları iktidara getirmesi olarak tecelli ediyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayine-i iskender

İskender'in Aynası                        İskender'in aynası. "Ayîne-i âlem-nümâ (Cihanı gösteren ay­na)" olarak da bilinen bu ayna hakkında çeşitli rivayetler mevcut olup bunların birçoğu efsane niteliği arz eder. İskender İskenderiye şehrini kurduğu zaman orada bulunan hekim­lerden Belinas, Hermis ve Valines bir ayna yapmışlar ve yüksek bir yere koymuşlardı. Güya bu aynada oraya gelmekte olan gemiler daha bir aylık yolda iken görülebilirmiş. Eğer gelen düşman gemisi ise bu aynadan güneş ışığı yansıtılarak daha uzaktayken yakılabilirmiş. İskender tarafından hocası Aristo'ya yaptırıldığı da rivayet edilen bu aynanın bir gece, bekçileri uyurken çalınıp denize atıldığı yine efsâneler arasındadır. Bazı kaynaklar­da bu aynanın Hind hükümdarı Kayd tarafından İskender'e hediye edilen dört kıymetli eşyadan biri olduğu söylenir. Yuvarlak (top ayna) ve düz olduğu hakkında ihtilâf bulunan bu aynanın iki tarafı da gösterirmiş. Arka yü...

Morepe Yıldızı ve Bir Yarım Kadın

Atlas hakkında epey hikaye üretiilmiş ve benzetme yapılmıştır. Bu yüzden Atlas hakkında yazmayacağım. Yeni hikayeler dinlemek ve günlük yaşantımızı renklendirecek yeni hayaller üretmek lazım. Üstelik Atlas bir erkek ve bu yedi kişilik takım yıldızının içinde sayılmaz. Yani ele alınancak konunun hiç değilse dişil olması gerekir ki öykünün adaleti sağlansın .   Atlas’ın eşi Deniz Perisi Pleione ve 7 kızı Pleiadlar ( Su Perileri) (Pleiades veya Ülker) Atlas ile birlikte Zeus'a karşı savaştıkları için cezalandırılmışlar, gökyüzüne savrulmuşlar ve yıldız yapılmışlardır. Şu an da gökyüzünde Pleiades takımyıldızı olarak vardırlar.  Altısı tanrılarla evlenen bu kızlardan sadece Merope bir ölümlü ile evlendiği için utancından parlaklığını kaybetmiş ve bu yüzden bazen görünmez olmuştur. Ülker veya Süreyya (M45, Yedi Kız Kardeş, Peren veya Pervin olarak da anılır, ing. The Pleiades) bir açık yıldız kümesidir . Boğa takımyıldızında (Taurus) bulunur (Yahudilerce kutsal olduğu k...

Aptallık Üzerine Özdeyiş

* “İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; eğitimle aptal olurlar.”   Bertrand Russell * “Günümüzde, dünyadaki temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise daima şüphe içinde olmalarıdır.”   Bertrand Russell * “Her aptal, kendine hayran olacak daha aptal birini bulabilir.”   Simone de Beauvoir * “İnsanoğlunun aptallık gücünü asla küçümseme.”   Robert Heinlein * “Dünyada insandan daha fazla aptal vardır.”   Heinrich Heine * “Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, mutlaka yaptığı şeyin görevi olduğunu iddia eder.”  George Bernard Shaw * “İki şey sonsuzdur, insanoğlunun aptallığı ve evren. İkincisinden o kadar emin değilim.”   Albert Einstein * “Tüm aptalları kendi tarafına topla, böylece istediğin herhangi bir seçimi kazanabilirsin.”  Frank Dane * “Dünyada gerçek cehalet ve özenle yapılmış aptallıktan daha tehlikeli bir şey yoktur.”   Martin Luther King Jr. * “Zeki bir cehennem, aptal bi...