Mantığın Görkemli Çöküşü/ Sorgulanamayan aptallık
Kilise dogmasına karşı görüşlerinden dolayı Roma’da yakılarak öldürülen Bruno yakılacağı sırada, kendisine ölüm kararını bildiren engizisyon yargıcına söylediği şu söz insan aklının zulme meydan okuyuşudur: „Ölümümü bildirirken, sen benden daha çok korkuyorsun!..“
Burada romantizm yapmak ve bak gördünüz mü Bruno haklı çıktı demek istemem. Evet Bruno haklı çıktı ama o büyük iktidarın basiretsiz adamları Bruno gibi yüzlercesini küle dönüştürdüler. O basiretsiz, korkak adamlar nice cesur insanın kanını içti. Üstelik öldür öldür diye bağıran kalabalıklardan bahsetmiyorum bile.
Tekrarlayalım Bruno yakılırken meydana toplanmış yüzlerce salyalı "Yakın , yakın !" diye bağırıyordu. Neden , ne için olduğunu bilmeden ve sorgulamadan.
Geçmiş ne kadar çok bugünü anlatıyor. Bugün de görkemli çöküşün eşiğinde olan bizler, hangi mantık örgüsünde bir araya geldiğini bilemediğimiz binler tarafından yakılmak yıkılmak ve yok edilmek için sıramızı beklemiyor muyuz?Ve ne yazık ki biz Bruno'nun tersine hakimlerimizden daha korkak değil miyiz? (Bizi yargılayanlardaki aptal cesareti değil , iktidar gafleti)
Galileo, “Dünya İncil’in iddia ettiği gibi olduğu yerde durmuyor, Güneş etrafında dönüyor!” dediği için, engizisyonun zulmüne uğramıştı… Biz daha basit ve gündelik gerçekler için yakılacağız.
Mantığın görkemli çöküşünde insan sorgulanamayan bir toplu ayinin kurbanı oluyor. Gökten İbrahim peygambere indirilen bir koç gibi mantık ve adalet indirilmediği için meydanlarda bağıran kuru kalabalığın kör bıçaklarına bırakılıyoruz.
Bugün Bruno'nun yakıldığı meydanın ismi çiçek bahçesi anlamına geliyor. insanların odunlarla istiflendiği o küçük meydanda Brunonun bir heykeli de var. Buradan insanın o kuru kalabalığı yendiği düşünülebilir. Ancak öyle değil . o meydanda toplanan kalabalığın büründüğü linç hali her yerde her biçimde ve her mantıksızlıkta karşımıza çıkıyor.
Ben kalabalığın 'yakın , yakın" çığlıklarını hala duyuyorum.
O insan etine aç yamyamların çığlıklarını sorgulanamayan aptallıklarla ve mantığın görkemli çöküşüyle duyuyorum.
Galileo, “Dünya İncil’in iddia ettiği gibi olduğu yerde durmuyor, Güneş etrafında dönüyor!” dediği için, engizisyonun zulmüne uğramıştı… Biz daha basit ve gündelik gerçekler için yakılacağız.
Mantığın görkemli çöküşünde insan sorgulanamayan bir toplu ayinin kurbanı oluyor. Gökten İbrahim peygambere indirilen bir koç gibi mantık ve adalet indirilmediği için meydanlarda bağıran kuru kalabalığın kör bıçaklarına bırakılıyoruz.
Bugün Bruno'nun yakıldığı meydanın ismi çiçek bahçesi anlamına geliyor. insanların odunlarla istiflendiği o küçük meydanda Brunonun bir heykeli de var. Buradan insanın o kuru kalabalığı yendiği düşünülebilir. Ancak öyle değil . o meydanda toplanan kalabalığın büründüğü linç hali her yerde her biçimde ve her mantıksızlıkta karşımıza çıkıyor.
Ben kalabalığın 'yakın , yakın" çığlıklarını hala duyuyorum.
O insan etine aç yamyamların çığlıklarını sorgulanamayan aptallıklarla ve mantığın görkemli çöküşüyle duyuyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder